Haber

Kuzey Kıbrıs’ta uyuşturucu skandalı: ‘Ankara soruşturma emrini verdi’ iddiası

LEFKOŞA – Kıbrıs’ın kuzeyinde son aylarda kamuoyuna yansıyan ‘uyuşturucu skandalı’ gündemdeki yerini koruyor. Eczacılar ve doktorlar, uygunsuz ve yasa dışı ilaç tedariki iddialarının merkezinde yer alıyor. Şu ana kadar yürütülen soruşturma kapsamında onlarca sağlık çalışanı gözaltına alındı. Asıl mesleği çocuk doktoru olan eski başbakan ve milletvekili Sibel Siber de Ekim ayı başında gözaltına alınanlar arasındaydı.

Eski Cumhurbaşkanlığı sözcüsü ve deneyimli irtibat uzmanı Hasan Erçakıca ile Bağımsız Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay son gelişmeleri değerlendirdi.

‘SAĞLIKÇILAR RİSK ALMAMAK İÇİN REÇETE YAZMIYOR’

Baturay, adanın kuzeyinde yaşanan son gelişmeleri ‘endişe verici’ olarak nitelendirirken, son dönemde birçok doktor ve eczacının meslektaşlarının tedavisi ve risklerden korunmak amacıyla reçete yazmadığını belirtti. Baturay, bu nedenle KKTC’nin sağlık sistemini derin bir krizin beklediğine dikkat çekti.

Erçakıca ise ‘uyuşturucu skandalı’ sorununu daha geniş bir perspektiften değerlendirdi. Tecrübeli bağlantıcı, “İlaç skandalı olarak tanımladığınız şey aslında tam bir yönetim skandalıdır. Kıbrıs Türk idari yapısı içerisinde hiçbir kurum olması gerektiği gibi çalışmıyor ve işletilmiyor. Biz sadece bir ilaç skandalı yaşamıyoruz” dedi ve ekledi: “Biz Bir hastane skandalı da yaşanıyor. Hastanelerden kimse düzgün hizmet alamıyor.” “Bu nedenle özel hastanelerin kapasitesi kamu hastanelerinin kapasitesini geçmiştir.”

‘KUZEY KIBRIS, MAAŞ DAĞITIMI İÇİN KURULMUŞ BİR KURULUŞA DÖNÜŞTÜ’

Açıklamasını sürdüren Erçakıca, Kıbrıslı Türklerin ‘eğitim alanında çarpık bir yapıyla karşı karşıya olduklarını’ vurgulayarak, şöyle konuştu: “Bir eğitim skandalı yaşıyoruz. Öğrencilerin yaklaşık yüzde 25’i özel okullarda eğitim görüyor. Bir üniversite skandalı yaşıyoruz. Üniversitelerde okuyor gibi görünen bu kadar çok yabancı öğrenci nerede?” Bilemeyiz. Elektrik üretemiyoruz. Yol yapamıyoruz. Okul binalarını yenileyemiyoruz. Bugün 2024 yılı bütçe giderlerinin 79 milyar TL olacağı açıklandı. Bunun büyük bir kısmı, yaklaşık yüzde 85’i maaş olarak dağıtılacak. KKTC maaş dağıtımı için kurulmuş bir örgüte dönüştü. Bu en büyük skandaldır. İlaç. “Skandal aslında bu sistemin bir ürünü.”

Independent Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay, uyuşturucu skandalının son birkaç aydır aniden Kuzey Kıbrıs’ın gündemine geldiğini belirtti:

“İlaç/reçete skandalı toplumu meşgul eden bir konu değildi. Skandal bir anda toplumun gündemine geldi. Sosyal Sigortalar Dairesi’nde geçmişte yolsuzluk şüpheleri vardı ama görevdeki bakanlar ikna edilemedi. Yeni atanan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, “Olayı takip etme kararı aldı ve yolsuzlukları polise bildirdi” dedi.

Baturay şöyle devam etti: “‘Kimsenin partisine, rozetine bakılmaksızın soruşturma derinleştirilecek’ açıklamasıyla yola çıkan Bakan Gardiyanoğlu, bazı çevrelerde övgüyle karşılanırken, sonraki aşamada eleştirilerin odağı haline geldi. ‘Hayali reçeteler yazan, hayali ilaçlar satan ve havadan para kazananlar’ ile karşı karşıyayız.” ‘İyilik olsun diye hastayı görmeden ilaç yazanlar’ birbirine karıştırılıyor.”

‘SUÇLULAR MASUMLARLA KARIŞTI’

İlaç skandalına ilişkin soruşturmadaki boşluklara da değinen deneyimli gazeteci, şunları da ifade etti:

“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Dairesi’nde ön soruşturma yapıp gerçekten kusurlu olanları polise bildirmek yerine herkesi bir çantaya koyup polise verdi ve ‘haklıyı bul’ sistemi uyguladı. Aralarında suçlu var’ dedi. Ancak şahıslar tutuklanarak kelepçelendi ve mahkemeye çıkarıldı. “İsimleri ve fotoğrafları basında çıktı. Artık şüpheli olmalarına rağmen kamuoyunun gözünde suçlu gibi gösterildiler. Bu durum suçlu ile masumun birbirine karışmasına neden oldu. Olay bir yolsuzluk soruşturmasından ziyade doktor ve eczacıların itibarsızlaştırılmasına dönüştü.”

‘ANKARA SORUŞTURMA EMRİ VERDİ’

İlaç skandalıyla ilgili bir diğer iddia ise Ankara’nın müdahalesiyle ilgili. Skandalın soruşturulması talimatının Ankara tarafından verildiği iddia ediliyor. Bu iddiaya ilişkin Erçakıca, “Kuzey Kıbrıs’ta kulak kepçeleri kesilen ve masrafları Sosyal Sigortalar Dairesi’nden alınan uyuşturucunun Kuzey Irak ve Türkiye’deki terörle mücadele operasyonlarında ele geçirildiğine dair söylentiler var” yorumunu yapıyor.

Konuyla ilgili Baturay, “Soruşturmanın, ‘giderlerse bırakın gitsinler’ sözüyle anılan, hükümetin Türkiye’de doktorlarla yaşadığı soruna benzer bir olay olduğu ve bunu yapmak istedikleri iddia ediliyor. doktorların itibarını sarsmak. Soruşturma geçmişteki bazı olayları itibarsızlaştırmayı amaçlıyor.” “İntikam olayı olduğu da iddia edildi ama takdir edersiniz ki bunlar teyit edilebilecek iddialar değil” dedi.

‘Hesaplaşma fitilini ateşlemek istiyor’

“Pek çok kişi, operasyonun doktor ve eczacıların itibarını zedelemeye, Kıbrıslı Türklere yönelik ‘hiçbir şey yapamıyorlar, hiçbir şey yapamıyorlar, yanlış yapıyorlar’ algısını artırmaya yönelik bir girişim olduğuna inanıyor.” diyen Baturay, “Yeni atanan bakan hem halk tarafından takdir ediliyor.” “İktidar kazanmaya, kendini göstermeye çalıştığını, parti içinde hesaplaşmanın fitilini ateşlemek istediğini söyleyenler de var.”

Baturay şöyle devam etti: “Soruşturmanın Ulusal Birlik Partisi (UBP) içinde siyasi bir hesaplaşma olduğu ancak nereye varacağının iyi hesaplanmadığı iddiası makul. ‘Rozet ya da parti’ diyerek başlayan soruşturma ‘ dikkate alınmaz’ sözü bir anlamda bunun şifresini veriyor. Ancak olayın geldiği nokta neredeyse iktidar. “Bunu yapanları böyle bir soruşturma açtığına pişman etti. Bakan Gardiyanoğlu bu konuda yalnız kaldı, diğer bakanlar bu konuya pek girmiyor, konuşmuyor. Katıldıkları televizyon programlarında kendilerine soru sorulduğunda ise konunun dışına çıkıyorlar.”

BOŞLUKLARLA DOLU İNCELEME SÜRECİ

Soruşturma sürecindeki boşluklara değinen Erçakıca, şunları söyledi: “İlk başta abartılı gibi görünse de, yolsuzluk soruşturmasının gerçek amaçlara odaklanmak yerine ‘sindirme operasyonu’ şeklinde sürdürüldüğüne dair dedikodular körükleniyor. Ne zaman başlayacak? Soruşturmada sıra Sosyal Sigortalar Dairesi çalışanları veya yöneticilerine gelirse, parayı talep edenlerin yanı sıra parayı ödeyenler de sorumlu olacak.” “Popüler olup olmayacağı merakla bekleniyor.”

Erçakıca’nın görüşünü paylaşan Baturay, “Skandaldan Sosyal Sigortalar Dairesi’nin sorumlu tutulmaması ve soruşturmaya dahil edilmemesi hem eleştirilere hem de soruşturmaya yönelik güvensizliğe neden oldu. Sosyal Sigortalar Dairesi bu olayda nöbetçi konumunda” dedi. Ancak kapıda bekçi varken içerisi soyuldu.Birilerinin malları alırken gardiyanın hiç suçu yok mu? sorularını gündeme getirdi.

Baturay ayrıca, sorunlu soruşturma süreci nedeniyle ülkede “medyanın büyük kısmının masumiyet karinesine uymadığını”, kaçma ihtimali olmayan ve ağır suçlu olmayan kişilerin adliyeye getirilirken kelepçelenmesinin de gündeme geldiğini belirtti. mahkeme tartışmalara neden oldu:

“Ülkede çok fazla yolsuzluk olmasına, araştırılmamasına, savcılık ve emniyetteki belgelerde ilerleme olmamasına, Sayıştay, Başbakanlık gibi denetim organlarının tespit ve tespitleri olmasına rağmen” Bakanlık Denetleme Kurulu ve Maliye Denetleme Kurulu dikkate alınmıyor.Vatandaşlar reçete dolandırıcılığı konusunda dikkatli.Özellikle kurumun iptali nedeniyle milyonlarca lira zarara uğrayan Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nda (KIB-‘TEK örneği) İhale sistemi, akaryakıtın doğrudan satın alınması ve sorumluların cezalandırılmaması, uyuşturucu skandalına ilişkin soruşturmaya gölge düşürüyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort